İNSAN ARIYORUM

Bu dünyadan sadece geçtiğini farkında olmayan insanlara çok acıyorum. Evet, acıyorum dedim. Kibirli, üstten bir bakış olarak anlamlandırılabilir ama herkesin anlamasını da beklemiyorum.

Küçük Prens’in dediği gibi: “Gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir.”

Bu yüzden herkes göremez, bu yüzden herkes anlayamaz. Hiçliğini farkında olanlar, “Ben değerliyim” egosuyla yönetilmeyip, aklıyla değil yüreğiyle yaşayanlar anlayabilir.

Cümlelerim anlayabilenlere… Dileğim ise cümlelerimin anlamayanlara ışık olabilmesi…

Sizi bilmiyorum, ama ben uzun bir süredir Diyojen’in sokakta elinde fenerle dolaşırken, “Ne yapıyorsun?” diyenlere; “İnsan arıyorum” dediği noktadayım.

İnsanı insan yapan değerlerin gitgide azaldığı bir dünyada bazen kendimizi Diyojen’in fenerini taşıyan biri gibi hissederiz. Etrafımız kalabalık olabilir, ancak aradığımız şey bir insan değil, insanlıktır.

Diyojen’in dediği gibi; “İnsan arıyorum”

Sahip olduğumuz maddi zenginlikler, başarılar ya da ünvanlar insanlığın en saf hallerini bulmaya yetmiyor. Samimiyet, sevgi, paylaşmak, anlayış, vicdan…Ben fenerimizi ve karanlığı aydınlatan o değerleri arıyorum.

“Günaydın” dendiğinde tepkisiz kalmayan insanlar arıyorum.

“Nasılsın?” dendiğinde ağlayan değil, “Şükür, her şey yolunda” diyen insanlar arıyorum.

“Mutluyum” diyebilen insanlar arıyorum. diyememesinin sebebini ülkenin durumundan iş verenine, onlarca şeye bağlamayan insanlar arıyorum.

Dünyanın bütün dertleri sadece onu bulmuş gibi davranmayan insanlar arıyorum.

Balık verilmesini bekleyenler değil, balık tutmasını öğrenmek isteyen insanlar arıyorum.

Suçlamaya ara verip, aynayı kendine çevirmeyi de bilen insanlar arıyorum.

Özür dilemeyi eziklik olarak görmeyen insanlar arıyorum.

Gülmeyi ve gülümsetmeyi bilen insanlar arıyorum.

Sarılmak, tebessüm ettirmek için sebep aramayan insanlar arıyorum.

Sevgiyi sıfatlara göre ya da tartı hesabına göre sunmayan insanlar arıyorum.

Yaşamayı yarına bırakmayan, bugün yaşayan insanlar arıyorum.

Kuralları, dayatmaları, dogmaları yıkabilen insanlar arıyorum.

“Keşke”ler değil, “iyi ki”ler biriktiren insanlar arıyorum.

Bekleyen değil adım atan insanlar arıyorum.

Hayatı ve kendisini gereğinden fazla ciddiye almayan insanlar arıyorum.

Toplantıdan toplantıya değil, sevdiklerine koşan insanlar arıyorum.

“Seni seviyorum” diyebilen insanlar arıyorum.

Sağlık dışında hiçbir şeyin önemli olmadığının farkında olan insanlar arıyorum.

Bireysel sınırlarını koruyacak derken duvar örmeyen hatta bireysel sınırları olmayan, özgür zihinli ve ruhlu insanlar arıyorum.

Kırılmaktan korkmayan insanlar arıyorum.

Denizi seyreden değil, denize dalabilme cesareti olan insanlar arıyorum.

Adının önündeki ünvanlardan özgürleşebilmiş insanlar arıyorum.

Dünü dünde bırakmayı bilen insanlar arıyorum.

Kavgayı, savunmayı, bağırmayı, şiddeti değil konuşmayı bilen insanlar arıyorum.

Geçmiş travmalarının bedelini başkalarına ödetmeyen insanlar arıyorum.

Sorumsuzluklarını, değersizliklerini “zorunda mıyım?” kılıfına büründürmeyen insanlar arıyorum.

Sevmeyi ve sevgiyi almayı bilen insanlar arıyorum.

Sevildiğinde egosunu değil, yüreğini büyüten insanlar arıyorum.

Yaş aldıkça, yaşadıkça katılaşan değil esneyen insanlar arıyorum.

Yalnızlığı seçen değil, “biz” olmanın verdiği gücü farkında olan insanlar arıyorum.

Kötülük, kötüler elbette olacak, iyilikten, iyi olmaktan vazgeçmeyen insanlar  arıyorum.

Ölü değil, yaşayan insanlar arıyorum.

Sen bugün bu değerleri yaşatıyor musun? Fenerin ışığında kendi içini görebiliyor musun?


Sevgiler,
aycaakin.com | mindform.com.tr