EGO MU, OTANTİKLİK Mİ? HANGİSİ SENİ GERÇEKTEN YANSITIYOR?

Son zamanlarda pek çok insan “ben değerliyim” mottosunu sıkça dile getiriyor. Kişisel gelişim ve öz-sevgi yaklaşımları bireylerin kendini değerli hissetmesini desteklerken, bu anlayışın aşırıya kaçıp egoyu büyütme potansiyeli de bulunuyor. Öz-değer elbette önemlidir, ancak bu kavramla fazla meşgul olunduğunda insanın içsel yolculuğu gerçek otantik doğasından uzaklaşabilir.

Değerli olmak sadece bir varoluş meselesidir; insan zaten kendi haliyle değer taşır. Ancak asıl mesele bu değeri dışarıdan onay bekleyerek değil, içsel bir güvenle hissetmektir. Kendi doğallığını ve otantikliğini keşfetmek, başkalarının kalıplarına uymak zorunda kalmadan yaşamaktır.

Otantiklik: Korkusuzca Kendini Açabilmek

Gerçek anlamda farklı ve otantik olabilmek, kişinin duygularını inkar etmeden korkusuzca yüreğini açmasıyla mümkündür. Bu zayıf noktalarımızı kabul edebilmek, neşemizi ve acımızı aynı açıklıkla yaşayabilmek demektir. Bu tür bir açıklık insanın egosunu beslemez aksine onu küçültür. Çünkü bu durumda başkalarının onayına ya da takdirine ihtiyaç duymadan sadece “olma” halindedir.

Ego sürekli “ben değerliyim” derken, ruh daha derin bir düzlemde “ben farklıyım” der. Otantik bir insan başkalarından farklı olma cesaretini gösterir. Herkes gibi olmamayı, toplumsal beklentilere ya da başkalarının beklentilerine uymamayı seçer. Bu cesaret bireyi daha özgün kılar ve gerçek bir fark yaratır.

Farklılık Cesareti

İnsanlar çoğu zaman toplumun onayladığı değerler ve başkalarının normları üzerinden kendilerini tanımlar. Ancak gerçekten farklı olanlar bu kalıpların ötesine geçip kendi içsel rehberliğini dinleyebilenlerdir. Bu tür bir farklılık ego temelli bir ayrımcılık yaratmaz. Aksine, bireyin kendi özgünlüğünü korkusuzca kabul etmesi ve ifade etmesiyle ortaya çıkar. Otantik bir birey başkalarıyla kıyaslanmaya ihtiyaç duymaz. Çünkü kendisiyle barışıktır ve zaten kendi varoluşunda yeterlidir.

“Ben değerliyim” ifadesinin altındaki gizli onay arayışından uzaklaşarak, “ben farklıyım” diyebilmek hem kendimizi hem de dünyayı daha derin bir anlayışla görmemizi sağlar. Her birey zaten doğuştan farklıdır ve bu farklılık başkalarının beklentilerine uymadığımızda daha belirgin hale gelir. Bu cesurca farklılık, insanı sıradanlıktan uzaklaştırır ve gerçek özgünlüğe taşır.

Sonuç: Farklı Olmak Kadar Gerçek Olmak

Farklı olma cesareti başkalarına üstün gelme ya da onay kazanma amacı gütmez. Gerçek farklılık, kişinin kendisiyle tam bir uyum içinde olmasından doğar. Dışarıdaki sesleri susturup, içimizdeki gerçek sesi dinlediğimizde ne kadar doğal ve farklı olduğumuzu fark ederiz. Bu da, “ben değerliyim” gibi yüzeysel bir onay ihtiyacından uzak, derin bir otantikliğe işaret eder.

Otantik insan, kalbini açan, duygularını saklamayan, olduğu gibi olma cesareti gösteren kişidir. Ve bu cesaret onun gerçekten farklı olduğunu anlamasının anahtarıdır.

Sevgiler,
aycaakin.com | mindform.com.tr